(Erol 37., İstanbul / Türkiye) Merhabalar, sizlere, yan dairedeki ve karşı apartmandaki komşularım Arzu ve Nursen’le yaşadıklarımı itiraf etmek istiyorum. Baldız ameliyat oldu ve istirahat etmek için yazlığına gitti. Giderken karımla çocukları da yanına istedi, kendisi iyileşene kadar hem yardım etmeleri hem de tatil yapmaları için. Ben çalıştığım yerden izin alamadığım için Istanbulda kaldım. Yan dairede oturan Arzu, 30 yaşında, dolgun dik göğüsleri, pürüzsüz vücudu, yuvarlak kalçalara, sütün gibi bacaklara sahip, çok güzel bir kadın. Aynı apartmanda, aynı katta ve yan yana dairelerde otururuz. Arzu’nun öküz gibi bir kocası var, yıllardır adamla tesadüfen merdivenlerde karşılaşırız, başını çevirir geçer, ne selam verir ne konuşur. Arzu ise tam tersine, yanlız görsün selam da verir konuşur da. Ben evde olayım olmayayım, karımla görüşmeye eve de gelir. Bir de tam karşı binada oturan Nursen var. 50 yaşında, çok güzel ve çekici bir kadın. Kadife gibi teni var, göğüsleri dolgun ve güzel. Vücüdu at gibi, yuvarlak iri kalçalara, sütün gibi bacaklara sahip. Karımın bacaklarda selülit var onda yok. Nursen’in kocasıyla samimiyim, nerede görüşsek konuşuruz, balkondan balkona sohbet ederiz. Nursen ise utangaç, onunla birşeyler olacağını tahmin ediyordum ama samimiyeti kuramıyordum bir türlü. Ben işte oldugum zamanlar, karımla sohbet için eve gelip gider. Karım dahi Nursen’e hasta olmuştu, “Ne güzel kadın, biz onun yaşında ne hale geliriz kimbilir?” diyordu her zaman. Karım gideli bir hafta olmuştu. Cuma günü aşırı sıcaktan turşu gibi olmuştum, eve geldim bir duş aldım, akşam geç vakit balkona masa kurdum. Bir şişe de rakı açtım. Balkonda şort ve atletle oturmuşum, ağır ağır içkimi içiyorum, nasıl olsa yarın işe gitmiyordum. Geç vakit olmuştu, bizim binada ve karşı binada ışıklar yavaş yavaş kapanıyordu. Galiba herkes yatmaya gitmişti ve sadece ben kalmıştım... Saat 02:00 civarında bizim yan komşunun balkon lambası yandı. Balkonlarımızın arasında 2 metre mesafe anca var. Onların balkon pima-pen pencereli. Arzu’yu gördüm, hem de çırıl-çıplak. Kafasını bizim balkona doğru çevirince beni gördü ve hemen camdan uzaklaştı. Az sonra üzerine askılı bir tişört altına da kısa bir şort giymiş, balkonun camını açtı ve “İyi geceler Erol bey. Bizim herif horul horul uyuyor ama valla ben bu sıcakta uyuyamadım...” dedi. “İyi geceler Arzu hanım, evet çok sıcak, ama bizim balkon serin...” dedim. “Ooh ne ala, serin balkonda rakı sefası ha?” dedi. “Buyur gel, bir dublede sana ikram edeyim.” deyince, “Peki, iki dakika geleyim bari...” dedi. Kalkıp kapıyı açtığımda Arzu kapıya gelmişti bile. Tişörtün altında südyen olmadığı göğüslerinin sivrilmiş ucundan belli oluyordu. Balkona geçtik. “Hemen balkonun ışıgını